10 Ocak 2014 Cuma

"Ba'de Harâbi'l-Basra" Nereden Gelir?

"Ba'de harâbi'l-Basra", yani "Basra harap olduktan sonra" manasındaki tabir, "iş işten geçtikten sonra" yerinde kullanılır.
Bu deyimin de şöyle bir hikâyesi vardır.
Bir zamanlar, yaşlı bir dervişin yolu Basra'ya düşmüş.Bu dervişe şehir halkı çok ilgisiz ve kayıtsız kalmış.Açlıktan bitkin düşen derviş kime gitse:" Allah vere dede efendi." cevabını almış.
Derviş çaresiz, kesesindeki son birkaç akçeyi de kasaba vererek bir parça et alabilmiş.Ama ne eti pişirebilecek bir ateş bulabilmiş, ne de eti pişirtebilecek açık bir kapı bulabilmiş.Bu duruma çok üzülen derviş, Allah'a yalvarmış:
"Ey büyük Allah'ım.Şu Basra halkının kayıtsızlığından sana sığınırım.Beni bağışla ve şu bir lokma etimi pişirecek bir ateş ihsan buyur.
Daha duası biter bitmez Basra'yı büyük bir yangın sarmış ve kısa sürede birçok yer kül olmuş.Bir köşede ateş üstünde etini pişiren derviş, Allah'ın büyüklüğüne hayran fakat kendi sabırsızlığından pişman olarak şöyle demiş:
"Ba'de harâbi'l-Basra nefsimizi köreltebildik."

Yıktın gönül şehrini çevirdin Eski Mısr'a
Tamir etmek istersin ba'de harabi'l-Basra


YEDİKITA Temmuz 2011

3 yorum:

  1. Haccın bâhusus tearüfle tevhid-i efkârı, teavünle teşrik-i mesaîyi tazammun eden içindeki siyaset-i âliye-i İslâmiye ve maslahat-ı vâsia-i içtimaiyenin ihmalidir ki, düşmana milyonlarla İslâmı, İslâm aleyhinde istihdama zemin ihzar etti.
    İşte Hind, düşman zannederek... Halbuki pederini öldürmüş, başında oturmuş bağırıyor.
    İşte Tatar, Kafkas, öldürülmesine yardım ettiği şahıs, bîçare vâlideleri olduğunu "Ba'de harabi'l-Basra" anlıyor. Ayak ucunda ağlıyorlar.
    İşte Arab, yanlışlıkla kahraman kardeşini öldürüp, hayretinden ağlamayı da bilmiyor.
    İşte Afrika, biraderini tanımıyarak öldürdü, şimdi vaveylâ ediyor.
    İşte âlem-i İslâm, bayraktar oğlunu gafletle bilmiyerek öldürmesine yardım etti, vâlide gibi saçlarını çekip âh u fîzâr ediyor.
    Asar-ı Bediiyye - 154

    YanıtlaSil