"Ba'de harâbi'l-Basra",
yani "Basra harap olduktan sonra" manasındaki tabir, "iş işten
geçtikten sonra" yerinde kullanılır.
Bu deyimin de şöyle bir hikâyesi
vardır.
Bir zamanlar, yaşlı bir dervişin yolu
Basra'ya düşmüş.Bu dervişe şehir halkı çok ilgisiz ve kayıtsız kalmış.Açlıktan
bitkin düşen derviş kime gitse:" Allah vere dede efendi." cevabını
almış.
Derviş çaresiz, kesesindeki son
birkaç akçeyi de kasaba vererek bir parça et alabilmiş.Ama ne eti pişirebilecek
bir ateş bulabilmiş, ne de eti pişirtebilecek açık bir kapı bulabilmiş.Bu
duruma çok üzülen derviş, Allah'a yalvarmış:
"Ey büyük Allah'ım.Şu Basra
halkının kayıtsızlığından sana sığınırım.Beni bağışla ve şu bir lokma etimi
pişirecek bir ateş ihsan buyur.
Daha duası biter bitmez Basra'yı
büyük bir yangın sarmış ve kısa sürede birçok yer kül olmuş.Bir köşede ateş
üstünde etini pişiren derviş, Allah'ın büyüklüğüne hayran fakat kendi
sabırsızlığından pişman olarak şöyle demiş:
"Ba'de harâbi'l-Basra nefsimizi
köreltebildik."
Yıktın gönül şehrini çevirdin Eski
Mısr'a
Tamir etmek istersin ba'de
harabi'l-Basra
YEDİKITA Temmuz 2011
ALLAH RAZI OLSUN
YanıtlaSilHaccın bâhusus tearüfle tevhid-i efkârı, teavünle teşrik-i mesaîyi tazammun eden içindeki siyaset-i âliye-i İslâmiye ve maslahat-ı vâsia-i içtimaiyenin ihmalidir ki, düşmana milyonlarla İslâmı, İslâm aleyhinde istihdama zemin ihzar etti.
YanıtlaSilİşte Hind, düşman zannederek... Halbuki pederini öldürmüş, başında oturmuş bağırıyor.
İşte Tatar, Kafkas, öldürülmesine yardım ettiği şahıs, bîçare vâlideleri olduğunu "Ba'de harabi'l-Basra" anlıyor. Ayak ucunda ağlıyorlar.
İşte Arab, yanlışlıkla kahraman kardeşini öldürüp, hayretinden ağlamayı da bilmiyor.
İşte Afrika, biraderini tanımıyarak öldürdü, şimdi vaveylâ ediyor.
İşte âlem-i İslâm, bayraktar oğlunu gafletle bilmiyerek öldürmesine yardım etti, vâlide gibi saçlarını çekip âh u fîzâr ediyor.
Asar-ı Bediiyye - 154
Harika
Sil